2 Şubat 2011 Çarşamba

Biri Barça'yı yavaşlatsın

Barcelona, La Liga’da en son puan kaybettiğinde 2011 kapıdan bile görünmemişti. Masa takvimlerinin Ekim 2010 sahifeleri henüz çevrilmişken, Nou Camp’tan 1-1’lik bir “zaferle” ayrıldı Mallorca. O maçın üzerinden 4 ay ve 15 Barça galibiyeti geçti. 57 gol atarken, kalesinde gördüğü gol sayısı sadece 6 oldu. En büyük rakibi Real Madrid’i 5-0’lık sonuçla hezimete uğratırken, Sevilla, Sociedad, Espanyol ve diğerlerini de golden mahrum etmedi. Almeria’ya ise oldukça cömert davranan Katalan ekibi, ilk 36 dakikasına 5 gol sığdırdıkları deplasmandan 8-0’lık bir skorla döndü. Gollerin üçte birini ilk 30 dakika içinde, bir o kadarını da rakip ceza sahasının içinde yaptıkları duvar paslarıyla atan Barcelona, artık çok olmaya başladı.

Barcelona severlerin ayrılıkçı, Real Madrid taraftarlarının ise faşist olarak yaftalanmaya başlandığı garip bir ülkede yaşayınca insan, söylemeye çekiniyor ancak, kabul ediyorum Real Madrid sempatizanıyım. Fernando Hierro ve Raul Gonzales tarafından zehirlendim fakat diktatör Franco’yu tanımam etmem. Taraf olduğumu da açık ettikten sonra, içinde kedi geçen “Uzanamadığın ciğere murdar dersin.” ya da “Ciğere bakar gibi seyredersin.” özlü sözlerine maruz kalacağım aşikar ama inanın hiç alakası yok.

Sonucunu önceden tahmin ettiğiniz bir mücadeleyi, sporu ne kadar severseniz sevin izlemeniz mümkün olmuyor. Barcelona maçları için kendimce bir çözüm buldum ve ilk 30 dakika içinde 2 veya daha fazla gol atarlarsa kanal değiştiriyorum. “Bekara karı boşamak kolaydır.” derler ama Katalan olsam da farklı davranmazdım. Sanırım…

1 Şubat 2011 Salı

Derbi Uluslararası Sahnede

Kadınlar Euroleague 2. tur ilk maçında, Fenerbahçe ezeli rakibi Galatasaray MP'ı 77-58 mağlup etti. Caferağa'da oynanan maça yoğun seyirci desteği ve Angel McCoughtry önderliğinde üst düzey bir savunmayla başlayan sarı lacivertli ekip 14-2 öne fırlamasına karşın, Augustus ve Hodges'in dış saha isabetlerine engel olamayınca skorda rakibine yakalandı. İlk periyodu 20-18 önde geçen Fenerbahçe, Birsel Vardarlı'nın ilk yarının son hücumunda bulduğu basketle soyunma odasına 36-33'lük avantajla giren ekip oldu.

İkinci yarının ilk 5 dakikasında rakibine sayı izni vermeyerek farkı arttıran Fenerbahçe, ısrarla topu içeri indirerek Nevriye Yılmaz ve Ivana Matovic'le pota altı basketleri bulurken; Galatasaray ise elindeki değer Sylvia Fowles'ı kullanmayı unuttu. Augustus'un el üstü atışları ve Palazoğlu Tuğba'nın 3 sayılık atışlarıyla oyunda kalmaya çalışan sarı kırmızılılar, 3. periyotta sadece 9 sayı kaydına muvaffak olurken, fark 16 sayı skor ise 58-42 olarak istatistik kağıtlarına düştü.

4. periyotla beraber son kozunu oynayan Galatasaray baş antrenörü Ceyhun Yıldızoğlu'nun ön sahada pres ve ikili sıkıştırmalarla top kapma çabası, Ratgaber'in ve takımı Fenerbahçe'nin tecrübesine takıldı. Topu yere vurmadan karşı sahaya geçiren ev sahibi ekip, kolay basketler bularak farkı korudu ve maçın son dakikaları Caferağa'yı dolduran taraftarlar için kutlama anları oldu.

Serinin ikinci maçı Cuma akşamı Abdi İpekçi'de ve Galatasaray'ın ev sahipliğinde oynanacak. "Sarayın Sultanları" Sylvia Fowles'a top indirmeyi yine unutup, bütün yükü Augustus'un üstüne yüklemeye devam eder ve maçı Tuğba Palazoğlu'nun dış atışlarından medet umacak hale getirirse, seriyi Kadıköy'e taşıması mümkün ol-a-mayacaktır.

Eski dost Tammy Sutton-Brown'da maçın son bölümlerinde oyuna dahil oldu.