17 Eylül 2009 Perşembe

Arif Sen Nelere Kadirsin

Uefa Avrupa Ligi bu akşam iki fazla yardımcı hakemle başlayacak. İki kalenin arkasında foto muhabirlerinin açısını kapatıp, kendi görüş açılarını düzeltmeye çalışacak bu adamlar ne yapacak...
Platini sırf kendini yere atan futbolcuları caydırmak için 2 hakem daha koymaya karar verdi başkan olur olmaz. Ben söylemiyorum, ilave yardımcı hakemlerin görevlerini Fifa kendi resmi evrağında şu şekilde tarif etmiş;
* Orta hakeme yardımcı olmak
* Aldatmaları tespit etmek
* Skoru değiştiren hakem hatalarını azaltmak
* Kendini aldatmaya meyilli oyuncuları caydırmak
2008 Ekim ve Kasım aylarında U-19 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde Slovenya, Macaristan ve Kıbrıs Rum kesiminde oynanan maçlarda denenen uygulama, bu akşam ilk kez profesyonel oyuncuların sahne alacağı bir organizasyonda futbolun adil oynanması için uygulanacak.
Benim aklıma takılan sorular ise şunlar...
1- Sadece 2-3 tane 19 yaş altı maçında denenen bu uygulamanın, Uefa'nın 2 numaralı kupasında uygulanması ne kadar doğru?
2- Sahada artık 6 hakem varsa, 4. hakem bundan sonra 6. hakem olarak mı isimlendirelecek?
3- Platini Arif Erdem'i izlese idi, 2 ilave hakem daha ekletir miydi?

Eski Dostlar...

Panathinaikos 20:00 Galatasaray

Eurobasket 2009 #3

Benim turnuva öncesi beklentim ikinci grubu 3. bitirip, çeyrek finalde çaprazın 2.si ile eşleşmekti. Turnuva öncesi çoğumuzun beklentileri buna yakın belki daha kötümserdi ancak milli takım ortaya muhteşem bir mücadele koyup, saha sonuçlarınıda elde edince umutlar arttı. Dün akşam oynadığımız son maçın ardından grubu lider bitiremedik diye oyuncusu taraftarı hepberaber karalar bağladık. Biz neyse ama oyuncuların kesinkez bu psikoloji içinde olmamaları ve kazandıkları özgüveni yitirmemeleri gerekiyor.
İlk sekize kaldıktan sonra karşılaşacağımız her rakibe karşı kanımca galibiyet ve mağlubiyet olasılıklarımız eşit. Dolayısıyla şu ana kadar muhteşem ilerlediğimiz turnuvayı, 8. de bitirebiliriz şampiyon da olabiliriz. Rakibin Yunanistan olmasının ortaya çıkabilecek tek olumsuz yanı, sportif mücadelenin önüne iki ülke arasındaki malum tarihi gerginliğin geçmesi ve bu durumun sahaya yansıması olabilir ancak şükürler olsun hocamız Fatih Terim, stoperimiz ise Alpay Özalan değil.
Son topta kaybedilen Slovenya maçının bende son topundan başlayayım. Son 50 saniyesine 6 sayı mağlup girdiğimiz maçta, Ömer Aşık'ın 2'de 2 serbest atış mucizesi uykuya hazırlanan bedenime kafein etkisi yaptıktan sonra tazelenen umutlarım, Ender'in farkı 1'e indiren serbest atışlarının ardından ayaklanıp bir uzatmaya daha hazırlamıştı kendini. Tanjevic'in moladan dönen beşini gördükten sonra, çizilen oyunun maçı uzatmaya götürmektense bitirmeye yönelik olduğuna dair endişelerimin Engin'in köşeden kaçan şutuyla yersiz olmadığını gördüm. Çizilen oyunu doğru oynatmasına ve boş şut imkanını arkadaşına sağlamasına karşın, Ender'in çembere o kadar yaklaştıktan sonra hele ki göz yaşı damlasını neredeyse kusursuz bıraktığına inandırmışken beni topu dışarıya çıkarmasına, hele şut kaçtıktan sonra çok üzüldüm.

Son topu unutup ilk topa gelecek olursak, koçun maça farklı bir beşle başlayabileceğini bende tahmin ediyordum. Hidayet ve Ersan'ın dinlendirmesini beklerken aklıma gelen son adam Kerem Tunçeri idi. Oynadığımız bütün maçlara Kerem'in kontrol oyunuyla başlayıp, topu altın misali kullanan milli takım, Kerem'in yokluğunda kullandığı yanlış şut tercihleri ve savunma zaafına rakibin maça çok yüzdeli şut atarak başlaması da eklenince henüz ilk periyottan geri düştü.


İkinci periyodun ortasından sonra Ömer Onan önderliğinde başlayan alan savunmasıyla 19 sayıdan geri gelen milli takım karakterini ortaya koyarak son topa kadar mücadele etti. Bu maçtan ders almalı ve bir daha gazozuna bile olsa maça oyun kurucusuz başlamamalıyız.

Edit: Son topla ilgili Tanjevic'in basın toplantısında söylediklerini ancak okudum ve öğrendim ki onun çizdiği hücum farklı imiş. Ender insiyatifini keşke turnikeyi bitirmek yönünde kullansaymış...

Ζίκο

Η Π.Α.Ε. ΟΛΥΜΠΙΑΚΟΣ ανακοινώνει τη συμφωνία της, για δύο χρόνια, με τον Βραζιλιάνο προπονητή Αρτούρ Αντούνες Κοίμπρα (Ζίκο).
Yunan liginde son 13 sezonda 12 kez şampiyon olan Pire ekibinde, bu sezon oynadığı iki lig maçı sonunda alından 1 galibiyet 1 beraberlik ve şampiyonlar liginde yollarına devam ederken geçtiğimiz sene Yunan takımlarının kabusu olan Anorthosis 'in eski kendilerinin yeni hocası Gürcü Ketsbaia'nın (Türk Tilev'den öğrendim, bundan sonra böyle.) görevine geçtiğimiz hafta son verilmişti.
Dün yapılan açıklamaya göre, CSKA'da görevine son verilen Zico ile Olympiakos 2 seneliğine sözleşmiş. Sonunda ortaya muhteşeme yakın bir futbol düzeni çıkartmasına karşın, sabır üzerine kurulu bir sisteme sahip Zico'yu, rahmetli Jesus Gil misali bir hocaya bir seneden fazla sabredilmeyen Yunan ekibinde, bakalım nası bir gelecek bekliyor.

16 Eylül 2009 Çarşamba

Türk Tilev'den Alman Ernst'in Hikayesi

Beşiktaş maçını izleyenler maçın önüne geçmek için 40 takla atan, 500 kere "Alman Ernst" diyen Emre Tilev anlatımına şahit olmuşlardır elbet. Ercan Taner olma hayaliyle mesleğe başlayıp gün geçtikçe İlker Yasinleşmek ne menem bir iştir.
Gerçi İlker Yasin halefini seneler önceden sezinlemiş ve ayağını kaydırmak için;
...demesine ama boynuz kulağı ha geçti ha geçecek hem gol hem penaltı Yasin.

15 Eylül 2009 Salı

Eurobasket 2009 #2

Sanırım 3. periyottu. Ender Arslan ve Sinan Güler imeceyle inanılmaz bir top çalıp, Ersan'a turnike attırdırlar. O pozisyonu gördüğüm vakit işte budur dedim. Bu takımın şu ana dek gelen başarısının sırrı.
Haftasonu İspanya karşısında alınan galibiyetten sonra, Sırbistan karşısında uzatmada sayı yemeden alınan galibiyet yolumuzu iyiden iyiye açtı. Bütün takım inanılmaz mücadele ediyor. Ersan herşeyi yapabilen adam gibi tüm sahaya hakim olurken, Kerem Tunçeri maçın ilk yarısında tempoyu hep bizim istediğimiz gibi şekillendiriyor.
Çok Keremci oldum farkındayım ama bu istatistiği paylaşmam lazım. Amerikalılar en efektif top kullanan adamın istatistiğini de tutarlar ve bu adamlara çok saygı gösterirler. Asist / Top kaybı oranına bakılarak değerlendirilen bu istatistiğin Nba'de en iyilerinden biri olan ve şu sıralar İspanyol yayıncı laSexta'da maçları yorumlayan Jose Calderon'un 5,38 ile 2007-08 Nba sezonunda lider olduğu bu kategoride Eurobasket 2009'da şu ana kadar Tunçeri açık ara önde. Maç başına asist/top kaybı oranı 10,5 ve en yakın rakibi Sırp Teodosic'in oranı sadece 3,1.
PS:Son bir istatistik şut atmaz denen Kerem Tunçeri şu ana kadar en yüzdeli üç sayı isabetine(9/18) sahip oyuncumuz.

14 Eylül 2009 Pazartesi

5. Hafta

Öyle hafta diye genellediğime bakmayın. Bizim maç ve karşı yakanın derbisi hakkında karalayacağım 3 bilemedin 5 satır...
Hem derbi hemde liderin maçı olmasından ötürü Galatasaray-Beşiktaş maçını öne alıp, muhtemelen daha önce bir satır arasına iliştirdiğim, velev ki daha önce yazmadı isem siftahını şimdi yapmış olacağım şu cümle ile başlayalım.
İbrahim Üzülmez, sağ ayağıyla gol atamadığı sürece Beşiktaş'ın Galatasaray'ı hele Samiyen'de mağlup etmesinin imkan ihtimali yok.
Maçtan önce bu kadar peşin fikirliydim ancak bu durum ne bu maça özel, ne iki takımın kadrosuyla alakalı, ne de form durumlarıyla ilintili idi. Olağanüstü bir durum olmadığı takdirde -bkz: İbrahim Üzülmez'in sağ ayağı ile gol atabilmesi- karşı yakanın derbisinin galibi maç başlamadan benim için her daim Galataray olmuştur.
Gelelim maça...
Beşiktaş, Bank Asya'dan yeni çıkmış, ilk senemde ligde kalsam öpüp başıma koyarım felsefesiyle oynayan garibim Anadolu takımı gibi başladı maça. Rüştü'nün de eli belinde yan topa çıkmam ama golümü yerim tavrının yardımıyla Galatasaray aradığı gole henüz 5 dk dolmadan kavuştu. Rüştü'nün hatasından gelmesine karşın gol, Galatasaray golü gelene dek Beşiktaş'ın futbolsuz futbolu devam edeceğinden bir bakıma hayırlara vesile oldu. Bundan sonraki dakikalarda ta ki 2. Rüştü golü gelene dek, Beşiktaş oynadı Galatasaray savunmaya çalıştı. Keita'nın futbolculuk meziyetleri ve Sabri'nin üst düzey mücadelesi dışında Galatasaray'ın o bahsedilen muazzam futboluna en azından derbide rastlayamadım ben. Serdar Özkan'ın kaçırdıkları, ve Leo Franco'nun -eğer ceza sahası dışında ise- elle topa dokunduğu pozisyon maçın kırılma anlarıydı. 2-0 olduktan sonra maç, Galatasaray tribünleri Mustafa Hoca'dan şampiyonluk istediler istemesine ama vakti zamanında mutluluktan ağlatmıştı aynı tribünleri sanki Büyük Mustafa.
***
Liderin takipçisi, son 45 yılın en iyi ilk 5 hafta performansına sahip Daum'un takımı - 30 sene sonra Fenerbahçe'yi üst üste iki kez şampiyon yapan da aynı adamdı sanki- Fenerbahçe, ligin derbiler hariç en zor deplasmanı olan Bursa deplasmanından mücadele ederek galip çıkmayı başardı. Oynamaktan ziyade beklemeyi tercih eden Türk futbolunun teknik adamlık konusunda şanssız olduğu yaş grubunun bir diğer temsilcisi olan Ertuğrul Sağlam'ın, maçı kitleyip kontra toplar bekleme hevesi, Ivankov'un kısa düşen topunu sağ ayağıyla Guiza'ya yollayıp, pozisyonun içinde kalarak yine sağ ayağıyla uzak köşeyi gören kaptanın soktuğu çomakla ilk yarı biterken sekteye uğradı. Fenerbahçe kapanıp beklerken bulduğu fırsatları daha iyi değerlendirebilse ve 2. gole ulaşabilseydi eğer bugün farklı kazanılan maçın ardından cümle alem methiyeler düzüyor olacaktı. 3 puan tek golle gelince, iyi mücadele etti diyoruz sadece...
Hakem mi? Ben görmedim.

Sağ Ayağına Kurban

Bursaspor 0-1 Fenerbahçe

13 Eylül 2009 Pazar

Heykeli Dikilesi Adam

Maç başladı kalecinin mahremi 6 pası açtın sonuna kadar, Sarp boş kaleye attı kaldırdın elini.
Elindeki topu bıraktın Barros'a kaldırdın yine elini.
Bir kerede gol yedikten sonra elini kaldırıp yan hakeme bakma be adam...
Bunun heykelini diksin Demirören. Sol eli belinde, sağ eli havada başı 45 derece yana bakarken.