14 Mart 2009 Cumartesi

İdare Edemem Anne


Puan tablosunda işler iyi , sahada oynanan futbol ise kötüyken söylenen en büyük pempe yalan "...büyük takım olmanın gereği kötü oynarken de kazanabilmektir..." üzerinedir.
Fenerbahçe'nin bu sezon yaşadığı en büyük sıkıntı kötü oynarken kazanamamak oldu. Bütün maçı kötü oynamasına gerek yok, maç içinde kötü oynadığı bir periyod olduğu takdirde rakip ekipler bu dönemi kesinkez değerlendirdiler. Dün akşam Kadıköy'de benzer sahneler tekrar önümüze kondu. Erken bulunan gol ve ardından değerlendirilemeyen pozisyonlar. İkinci devreyle beraber idare etmeye çalışan Fenerbahçe ve pozisyonlar arayan Kocaelispor...
İki Sivas ve Kayserispor maçları küçük Yaman'a annesinin verdiği kalpli şeker misali ellerimize tutuşturulup ve sezon sonuna kadar idare etmemiz isteniyorsa eğer, ben idare edemeyeceğim futbolcu kardeşler.

Fenerbahçe 1-1 Kocaelispor

13 Mart 2009 Cuma

%100 Ayhan


Tüm hatlarıyla yüklenen bir rakip karşısında Kewel'dan stoper yaratan Bülent Hoca, kaleyi bulan tek şut ile deplasman golünü koyunca cebine helal olsun demekten başka bir laf kalmıyor.
Hamburg 1-1 Galatasaray


12 Mart 2009 Perşembe

The Manager / Bundesliga Manager

Meira gitti, Servet, Emre Güngör, Mehmet Topal ve Linderoth sakat. Galatasaray teknik direktörü Bülent Korkmaz'ın akşam için elinde stoper meziyetlerine sahip 3 oyuncusu var. Emre Aşık, Hakan Balta ve gerçekten genç Semih Kaya. Emre Aşık'ın üst düzey konsantrasyonla oynadığı bu tarz maçlardaki başarısı ve Hakan Balta'nın güçlü fiziğiyle hamle zamanlaması yeteneği, uyum sorunu bir kenara bırakılırsa maça çıkacak iki hazır oyuncunun olduğu anlamına gelebilir. Korkmaz'ın asıl uykularını kaçıran bunca kısmetsizliğin üzerine Emre Aşık veya Hakan Balta'nın başına bir iş gelmesi halinde 1991 doğumlu Semih Kaya'dan başka bir şansının olmamasıdır. Emre Aşık, Balıkesir'den Fenerbahçe'ye geldiğinde (1993) muhtemelen hala altı bezlenen Semih'in tecrübe eksiğini vurgulamaya gerek yoktur sanırım.

Bülent Korkmaz takımın başına geçtiğinde, Galatasaraylı bir arkadaşıma gerekirse çıkar oynar diye takılırken bu durumun ihtiyaç olabileceği aklıma gelmemişti. Listede ismi olsa hiç düşünmez kendini yazar, aslanlar gibi oynardı hoca.
Akşama gelecek olursak, Lincoln oynamak ister ve Sabri'nin kanadını savunabilirse Galatasaray 2. maç için iyi bir skorla dönebilir. Aksi halde şans meleklerine oldukça ihtiyaç olacaktır.

Not: Resme bakıpta geçmişe dönenler için efsane oyun "The Manager" ile ilgili bir post vakit bulunca...

Ayağına Sağlık Tonetto



Penaltılar başlarken benimde gözümden uyku akıyordu. İki kaleciden Almunia'nın kötü olduğunu düşünmekle beraber, Roma kalecisi Doni'nin penaltı kurtarabileceğini düşünüyordum atışlar öncesi. İlk 4 atışta kaleciler birer atışı kurtardılar kurtarmasına ancak ondan sonra dizlerinin üzerine ters köşeye çuval gibi kendilerini bırakmak dışında etliye sütlüye karışmaz oldular.Yeter artık banane elin İngliz'inden İtalyan'ından diyecekken Tonetto penaltıyı dışarı attıda yorgun bedenim sıcak yatağa kavuştu.

Arsenal (7 - 6) penaltılarla kazandı

11 Mart 2009 Çarşamba

Çarpık Bacak


Akşam üstü işten güçten vakit bulupta gazete bakınırken Galatasaray ve Beşiktaş için yapılmış sözde "şok" özde boş iki habere rastladım...
Beşiktaş'ta Yusuf Şimşek depremi!

Cim Bom'da harekât başlıyor!
Babadan yadigar Milliyet gazetesinin genel olarak düştüğü haller ve spor sayfasını saklı gizli bir iş yapıyormuşcasına diğerlerine özenip iç sayfalara saklaması ayrı bir yazı konusu olsun , bu postta şu iki şok haberden ve bende depreşen gizli reklam kaygısından bahsedelim.


Her iki haberde de ortak olan isim Yunan takımı Skoda Xhanti. Çıkarı olmadan kimsenin kimseye su vermediği günlerde, isminde Skoda geçen iki boş haberi alt alta görünce komplo damarım tuttu birden. Severim bende çarpık bacaklıyı, bir katkıda benden olsun ve Fenerbahçemizde eksik kalmasın ezeli rakiplerin dahil olduğu bu zincire.
Mustafa Denizli'li 2000-01 sezonunda bilmem kaç maç süren iç saha yenilmezliğine gayri resmide olsa bu Yunan ekibi son vermişti. 3-2 sonuçlanan maçın manşetide aşağıda...

Fener'e Skoda Çarptı :2-3




Mel Gibson'ın ellerinden, Julia Roberts'ın yanaklarından öper,komplo teorimi filmin en güzel şarkısıyla tamamlarım.

9 Mart 2009 Pazartesi

Kitap Kurdu Kafkas

Yaş 40 olmuş.Gorki, Dostoyevski, Kafka tamamda yetsin artık dünya klasikleri.Rüştü Dalaroğlu'dan ülke gerçeğini okumadan çıkmasın artık Kadıköy'e.

8 Mart 2009 Pazar

"Kompliman yapmayın kardeşim..."

Adetim değildir Telegol izlemek ancak denk gelen bu diyaloğu paylaşmadan edemedim. Kayserispor maçı pozisyonlarını didiklerken Tolunay Kafkas ile Carlos'un pozisyonu üzerine Sinan Engin ve Ahmet Çakar'ın sergilediği mizansende Sinan Engin kendini çok kaptırınca ayar kaçtı biraz ve herkesin kendine karşı olduğunu anlatmaya çalışırken şöyle buyurdu...

SE: "Kompliman yapmayın kardeşim..."

kompliman Fr. compliment

is. (ko�mpliman) 1. Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. 2. mec. Koltuklama: �Bütün bu zırvaları kompliman diye söylemiyorsun da, ne diye yumurtluyorsun öyleyse?� -N. Hikmet.

Kafkas'a 1, Topuz'a 2

Sağ ayağına kurban...

Kayserispor 0-2 Fenerbahçe

Uygunsuz

Sivasspor 1-1 Ankaraspor