3 Nisan 2009 Cuma

Show Must Go On

“Rol yapan insanların tavrını iyi bilirim. Terim’le ilgili endişem şudur. Bir teknik direktör maçın 85. dakikasında, takımın sonu olabilecek bir maçta, kritik bir dakikada ‘hangi kamera bana bakıyor, beni seçiyor, ben nasıl rol yapmalıyım?’ diye düşünüyorsa, onun çok ciddi boyutlarda problemleri vardır.”
“Bunu Fatih Terim’in yüzüne bakarak anlıyorum. Bunu niçin söyledim? Bu bir satış meselesidir. Eğer o satışıyla kendisini kabul ettiriyorsa ve amiyane bir tabirle yutturuyorsa, hiç kimseye sözüm yok. Demek ki iyi oyuncu ve yutturuyor. Benim kendisiyle hiç alıp veremediğim yok. Ama üzülerek gördüğüm bir manzara bu benim. Ve özellikle 5 dakika kala takım giderken, milli takım giderken, kameraları kontrol ederek rol yapmaya başlaması bende bir dehşet duygusu uyandırmıştır. Dolayısıyla birinci maçtan çıkaracağı dersler olduğuna inanmıyorum. Kendisinden başka kimse yok ya. Merkez benci bir tavırla bu adam ikinci maçta da bildiğini okuyacaktır.”

Ben demiyorum Zeki Alasya, hemde geçtiğimiz Pazartesi söylemiş yukarda yazanları. Elçiye zeval olmaz.

Hiç yorum yok: