30 Aralık 2008 Salı

Soccer Babe

Premier Soccer League veya * ABSA Premiership adını vermiş Güney Afrikalılar futbol liglerine.

*ABSA: Amalgamated Banks of South Africa ligin sponsoru olan şirket.

Yasak Aşkın Meyvası

Başkan hamaset edebiyatına devam niteliğinde İstatistik Kurumu başkanlığına soyununca bize de bu şehir efsanesini sizle paylaşmak düştü.

Bilenler vardır elbet ancak bilmeyenlerin kulağının bir kenarına ilişsin... 1950'li yılların ortasında dönemin başbakanı Adnan Menderes'in gönül ilişkileri sıkça Hayat mecmuasının sayfalarını meşgul ediyordu. Basına yansıyan bu ilişkilerden biri Suzan Sözen isminde evli bir kadınla yaşanmıştı. Evli dediysem yasak bir ilişki zannedilmesin. Suzan hanımın eşi Ferit Avni Sözen İstanbul Emniyet Müdürlüğü mensubu bir memur, Adnan Menderes ise dönemin başbakanı. Amir-memur ilişkisinin had safhada olduğu iki erkeğin uzlaşarak yürüttüğü ilişki Ferit Sözen'e İstanbul Emniyet Müdürlüğüne kadar uzanan yolu açarken, Adnan Menderes ise kendinden 30 yaş küçük genç bir kadının kollarında egosunu tatmin etmiştir.

Buraya kadar derlediklerim basında sıkça yer almış, üzerine kitaplar yazılmış bir aşk(belki sadece meşk) hikayesi. Bundan sonrası ise başkanın reddettiği ancak kulaktan kulağa yayılan bir efsane...

Sonunu nerdeyse hepimizin bildiği (bilmeyenlerde diziler sayesinde fikir sahibi oldu) 27 Mayıs 1960 darbesinden birkaç gün önce başına gelecekleri farkeden Menderes, içi para dolu bir torbayı Suzan Sözen'e yollar. Suzan Sözen evde bulunamayınca paket apartman kapıcısına teslim edilir. Darbeyle beraber ilan edilen sıkıyönetimin tozu dumanı kalktıktan sonra şanslı kapıcı elinde para dolu paketle kalır.Teşvikiye'de ki Belveder Apartmanı'nda kapıcı olarak görev yapan şanslı insanın Erzurum'lu olduğu ve mevcut Galatasaray başkanın babası olduğu rivayet edilir.

29 Aralık 2008 Pazartesi

Koca Kafa

Liverpool'dan al Gerard'ı gerisi sıradan bir takım mealinde şeyler zırvaladı akşam üstü. Allah akıl fikir ihsan eylesin.

PS: Resim Olimpiyat Stadındaki müthiş finalden. Puskas'ın arşivinden.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Spor İletişim Sertifika Programı

Kimimiz mühendis, kimimiz bankacı olduk ama hepimizin içinde kalan sporla ilgili bir işe sahip olmak. İşte o sebepten belkide mesaiden arta kalan zamanlarda blogları doldurur olduk. Buna da şükür demeyenler için işte fırsat. Ben görünce nedense heyecanlandım...

Kadir Has Üniversitesi bu sene 2. senesi olan Spor İletişim Sertifikası Programı kayıt alımına başlamış. Cumartesi ve Pazar günleri 10:00 - 14:00 arasında olacak dersler toplam 15 hafta(120 saat) sürecek.

Gazete ve televizyonların spor servislerinde kariyer yapmak, spor gazeteciliğinde uzmanlaşmak isteyenler böylece hem Spor Medyasına katılmak hem de bu büyük ve görkemli dünyanın bir parçası olarak katkıda bulunmak olanağına sahip olacaklarmış...

Yeni Kosova adaylarına duyurulur.

26 Aralık 2008 Cuma

Hugol

Real Madrid forması altında geçirdiği muhteşem sezonlara yaşım maalesef yetmedi ama röveşata diye resim aratınca onun çıkacağını biliyorum.

Futbolculuk kariyerinden sonra teknik adamlığa soyunan Hugo Sanchez, Meksika Milli takımındaki görevine son verildikten sonra Avrupa'da kendine açılan kapıya hayır dememiş ve La Liga'nın yolunu tutmuş. Düşme potasındaki Almeria'yı ligde tutmaya çalışacak ilk sezonunda.

Become a Legend

Bir önceki postun başlığını görüpte, winning eleven veya pes geçmişi olmayan arkadaşlar kafası güzel bunun dedi muhtemelen. Yaş nerdeyse kemale ermişken hala bilgisayar oyunlarından keyif almak ne kadar aklı selim bir tutum oda başka bir tartışma konusuya neyse...
90'lı yılların başına kadar gider bizim futbol rekabetimiz. Kısaltması "ksm" açılımı Kadıköy Sanat Merkezi olupta silme atarici olan yerde atılmıştır bu keyfin tohumları. Sensible Soccer, Kick Off derken şimdi ismini anımsayamadığım winning eleven serisinin ağa babası olan sadece milli takımlarla( Almaya'nın forması yeşildi) oynayabildiğiniz oyun, ardından evlere giren play station'la beraber sürekli gelişen Japon teknolojisi.
Karnımızı doyurmak için Musluoğlu'na gidip sözde kıymalı özde soğanlı kır pidesini yediğimiz süre dışında, ksm'den çıkmadan atari oynadığımız güzel günleri yad ettikten sonra gelelim bu postun başlığına...
Bu tarz futbol oyunları arasında oynanabilirlik ve gerçekçilik açısından üstün niteliklere sahip olduğundan ötürü öne çıkmıştır konaminin oyunları. Ancak bunca artısına karşın; evde bir erkek kardeş, toplanılabilecek bir bekar evi veya olmaz ama futbol oyunları oynamaya bayılan bir eş yada sevgiliniz yoksa (dişi) ne kadar güzel olursa olsun tek başına oynamak hiç bir zaman karşında nefes alan bir rakiple oynamak kadar keyifli olmuyordu. PES 2009'da bu sorunun üzerine çalışılmış ve Become a Legend menüye eklenmiş. Adındanda anlaşılacağı üzerine siz fiziksel özelliklerine karar verebileceğiniz genç bir oyuncu olarak bir deneme maçına çıkıyorsunuz. Maçtaki performansınız size ilk kapınızı açıyor. Ondan sonra idman maçları, ufaktan 18'e girmeler sonra 11'in değişmez oyuncusu olmak,transferler, milli takıma seçilmek...
Herşey özenle düşünülmüş. Ben henüz efsane olamadım ancak efsane olma yolunda ilerleyen bir blog yazarımız var,belki paylaşır neler yaptığını.)

Aran Şuriyy...Ofsaydo

İşten güçten blog yazamaz olduk son zamanlarda, yukardaki resimde son günlerde yaşanmış atladığımız anlardan biri. Pazartesi oynanan Everton-Chelsea maçı ilk yarının ortalarında Terry'nin atılmasının ardından Everton-Čechlsea maçına dönmüş.
Bizim yan hakemle orta hakemler birbirlerinin kuyusunu kazarken itinayla, İngilizler hakemler birbirlerini kurtarmışlar. Yukardaki pozisyonda Cahill Tim'in vurduğu top savunmadan sektiğinde 20 numaralı Pienaar ofsayt pozisyonunda. Dünyanın en iyi kalecisi Cech, kontrpiyede kaldığı pozisyonda muhteşem bir çeviklikle dönüp topu tutuyor ancak Pienaar yetişip dürterek çizgiden öte yana geçmesini sağlıyor. Yan hakemin kaldırdığı ofsayt bayrağı imdada yetişiyor ve orta hakem Phil Dowd golü haklı olarak iptal ediyor.
Ofsaty bayrağı kalkmasa, kalecinin elindeki topa müdahale ederek kural dışı haraket yapan oyuncu sebebiyle golü iptal eder miydi bilmiyorum ancak sonuç itibarıyla yapılan 2 yanlıştan birini yakalamışlar en azından.
Darısı bizimkilerin başına...

Everton 0 - 0 Chelsea

Deja Vu

Benim takip ettiğim sezonlar içerisinde en başarısız hakem kararlarının tekrarlanarak uygulandığı ilk yarının sonunda Konya'da yenen "pazu dolması" ihalenin Fenerbahçe'ye kalmasına sebep oldu. Bjk'nin yöneticilerinden biri herkesin aklından geçen ulusal lig maçlarına yabancı hakem fikrini basın önünde dillendirince geçmişe dönüp bakma gereği hissettim.

Futbolumuzun ilk yıllarında yabancı hakemler sıkça rastlanan vede garipsenmeyen bir durum imiş. Futbolu ülke topraklarına getiren İngilizler, onu yönetmekten geri kalmamışlar. Yukardaki resim 1920'li yıllardan ve hakem İngiliz Allen.
Kendi ayaklarımızın üzerinde durduğumuz milli küme yıllarında önemli maçlar hariç genelde Türk hakemlerine güvenilen yıllar olmuş. 1.Türkiye liginin miladından 1970'li yıllara dek ise kupa finalleri,şampiyonu belirleyecek önemli derbileri hep yabancı hakemler yönetmiş. Maçtan önce maçı oynayacak 2 kulup yöneticilerinin ismi üzerinde anlaşıpta, parasını ortak ödediği hakemler; maçın ardından mağlup olan takım tarafından sıkça eleştirilmiştir. Hakemlik mesleğinin kaderi olan bu durum yabancı veya yerli hakem için farklı işlemiyor. Günümüzde ise Kuzey Afrika ülkeleri ve komşumuz İran dışında benim bildiğim ulusal ligi için yabancı hakem kullanan ülke yok. İran'ın Tahran derbisinde bir zamanlar Mustafa Denizli'nin çalıştırdığı Persepolis ile İstiklal maçlarını genelde yabancı hakemler yönetiyor. Bizim tefe koyduğumuz hakemlerden bir diğeri olan Mustafa Çulçu'da Tahran derbisinde el emin konumunda düdük çalan yabancı hakemlerden birisi.
Her sağlıklı erkeğin bir futbol takımı taraftarı olması gerektiğine inananlardanım ben. Maçlarda hep beraber "i..e" hakem diye bağırsakta, bu adamlar 90 dk kilometrelerce koşabildiklerine göre sağlıklı erkekler ve elbet bir takıma karşı sempatileri var. Ülke olarak tarihimiz boyunca konu komşu tarafından sömürüldüğümüz veya arkadan vurulduğumuzdan olsa gerek güvensizlik bizler için anane olmuş durumda. Madem güvenmiyoruz birbirimize gelsin elin İngiliz'i , Fransız'ı yönetsin bizim maçımızı. Varsın bıyık altından gülsünler, en azından bir süre kafamızdaki soru işaretleri uçar gider...
Not: İkinci resimdeki 50'li yılların heybetli hakeminin ismi Hakkı Gürüz. Altay'lı eski futbolcu olan FİFA hakemi , MHK Üyeliği ve Futbol Federasyonu yöneticiliği görevlerinde de bulundu.2000 senesinde vefat etti.

24 Aralık 2008 Çarşamba

Olmadı Yine...

İlk 5 hafta sonunda Bursaspor umutlandırmıştı beni; blogda bahsetmiştim timsah yürüyüşünde başı çeken Sercan'dan yola çıkıp rahmetli Mususi'ye kadar uzanan bir yazı olmuştu. Ama yine olmadı, 5. büyük olmak yolunda en büyük avantajlara sahip şehrin takımı bu sezon 3. hocasını aramaya başladı.
İstikrar olmadan hayatın hiç bir alanında başarılı olmak olası değil.

22 Aralık 2008 Pazartesi

Kara Kartal Düştü

Galatasaray 4- 2 Bjk

Haftasonunu dünyayı kurtaran adam saflığında aklı evvelliğimden ötürü mesai yaparak geçirdiğimden, derbi öncesi defalarca planlamama karşın yazı yazmaya vakit bulamadım. İş işten geçtikten sonra yazmanın ne anlamı var ancak , yazsaydım eğer şunun üzerine şekillendirecektim...

İbrahim Üzülmez sağ ayağı ile gol atmadığı sürece Bjk'nın Samiyen'den galibiyet çıkarması imkansız. Üzülmez'in sağ ayağı ile gol atmasının mucizevi bir durum olması ve cezalı olmasından ötürü fiziksel olarak sahada bulunamayacağı ihtimalleride göz önüne alındığı vakit derbinin sonucunu tahmin etmek pekte zor olmaz. Derbiden önce Bjk'nın maçı 11 kişi tamamlayamayacağını da öngörecektim ancak Lincoln'e adam markajı yapması muhtemel Toraman ve Cisse'yi beklerken saçma bir şekilde Delgado atıldı.

Bu maçın önü arkası yok, o sebepten maç sonuyla ilgili benim yorumum yok. Ama Arda Turan'ın maç sonrası verdiği demeci Bjk'li kardeşlerim atlamasın diye bir kez daha tekrarlamak istiyorum...

Arda maçtan sonra her iki takımada mücadeleden dolayı teşekkür ettikten sonra, Bjk'yi oyunu çirkinleştirmediği için kutladı!

21 Aralık 2008 Pazar

Uche Nijerya'da

Uche nerde diye sorup cevabımızı almıştık... Araştırmanın geri kalanı haliyle boynumuzun borcu idi. Uche Nijerya'da futbolcu izlemekle meşgul şu sıralar. Christmas'dan sonra İstanbul'a geri dönecek ve döndüğü vakit daha detaylı bir post olacak blogda.

20 Aralık 2008 Cumartesi

kol gibi ! şaka gibi !

kol gibi gol arkadaş. gerisini anlamam. giray bulak fenerbahçe karşısında "o" maçtan sonra kaybetmeye ömür boyu mahkumdur.

şimdi pankart zamanı.. pazar derbiye beraber çıksınlar tek pankartla, masrafa gerek yok !
şaka gibi arkadaş. maçın fazlası eksiği derken liderliği de gördük ya bu futbolla.

başkanın emri var: "yürüye yürüye şampiyon olacağız !"

Konyaspor 1-2 Fenerbahçe

Not: Altına imzamı atarım diye bir klişe vardırya, yukardaki post o klişenin realize olmuş hali. çizgisiz'den şakayla karışık müsade istedim, sağolsun izin verdi.Bende aldım kabul ettim.

17 Aralık 2008 Çarşamba

Kader Maçı


16. haftanın ilk maçında Konya deplasmanına çıkacak Fenerbahçe. Futbol takımı ve Fenerbahçe taraftarı için kabus gibi geçen ilk yarının son maçı lige verilecek aradan sonra Kadıköy'de Trabzonspor'la karşılaşılacağı da hesaba katılınca daha çok önem kazanıyor. Fenerbahçe'nin Konya deplasmanından çıkaracağı galibiyet, Pazar günü karşılaşacak olan İstanbul'un öte yakasının büyüklerinin maçının sonucunada etkili olacaktır. Geçen günlerde bahsettiğimiz Lugano-Edu ikilisinden yoksun çıkacak olan Fenerbahçe için oldukça zor geçeceği aşikar olan maç tam manasıyla iyi oyundan ziyade galibiyetin şart olduğu, 1-0 olsun bizim olsun türünden maçlardan bir tanesi.
Ligin bitmesine bunca zaman, oynanacak onca derbi varken Konya maçıda nerden çıktı diyenler varsa genç Aydın'ın Konya deplasmanında bitime 30 sn varken attığı gol ve ligin sonunu şampiyon getiren parasız pulsuz Galatasaray'ı hatırlatmak isterim.

16 Aralık 2008 Salı

Gordon'u Nah Alırlar


Ben çok güldüm,paylaşmadan olmaz dedim.)

"Gerets'e Rağmen"

Güntekin Onay, Lyon-Marsilya maçının ardından yıllar sonra Lyon hegemonyasından kurtulan Fransa ligi (1. Lyon ile 8. Nice arasında 6 puan var) yorumları arasına tebessüm ederek serpiştirdi postun başlığını oluşturan Gerets'e rağmen tabirini. Gerets'in takımı Marsilya, Lyon deplasmanından puanla dönerek(0-0) Lyon'un farkı açmasını engellemiş oldu. Galatasaray'ı çalıştırırken neredeyse her hafta birileri (Hıncal Uluç,Ömer Üründül,Ahmet Çakar,vs...) takımın Gerets'e rağmen kazandığını söyleyip durdu. O takım ise 2005-06 sezonunu şampiyon tamamladı. Postun başlığını google'da arattım, yaklaşık 1950 sonuç çıktı. Onların arasından en güzellerinden biriyle tamamlayayım yazıyı;

Aziz Üstel (Gerets'e rağmen - Pas Fotomaç): Alın Gerets'i vurun Tigana'ya, sonra da ikisini alın çarptırın Zico'ya ortaya yarım teknik direktör bile çıkmaz. Manisa'da Ersun Yanal, Vestel'e iki maçta 10 gol attırıyor, Fenerbahçe, Sivasspor önünde sapır sapır dökülüyor, Galatasaray ile Beşiktaş'ın oynadığı tepişmeye ilk 20-25 dakika dışında futbol demeye bin şahit ister.

Basklı Ne Ettin


Haftasonu Barça-Real Madrid maçı La Ligayı kapsadığından diğer maçlarda neler olmuş bitmiş ancak bugün izleme fırsatım oldu. Yukardaki iki resim Valladolid-Deportivo maçından kahraman ise Basklı kaleci Aranzubia.
Acele işe şeytan karışır boşuna dememiş atalarımız. Maçın 25. dk sında Deportivo 1-0 mağlupken Aranzubia eliyle hızlı başlatıp Guardado'yu görmeye çalışırken topu Valladolid'li Pedro Lopez'in ayağına atıyor. Nedendir bilinmez oradan kaleye vuracağına pek ihtimal vermeyip ufaktan kalesine dönmeye çalışırken, Pedro Lopez 40 m'den avlıyor. İkinci yarı Pedro Leon'un orta şut karışımı vuruşunu -klişenin hasıdır buda- kapattığı köşeden alınca maçın skoru belirleniyor.

Valladolid 3 - 0 Deportivo

youtube linki

15 Aralık 2008 Pazartesi

Uche nerede?

Bilen varsa banada söylesin...

Edit:cannksk yoruma eklemiş sağolsun...
Sportsworld International Agency - Maç ve kamp organizasyonları, yerli ve yabancı futbolculara menajerlik yapıyor.

Buda ilgili haberin linki.

14 Aralık 2008 Pazar

Acrobat

Zlatan Ibrahımovic

Resim Juve yıllarından ancak postun başlığını anlatan en iyi resimlerden biri.Vücudunun her yeriyle topa hakim olabilien inanılmaz bir adam.

13 Aralık 2008 Cumartesi

El Clasiconun Hası

BarcelonaBarcelona 2-0 Real MadridR. Madrid

Takip edenler veya tanıyanlar bilir Real Madrid-Barça rekabetinde Los Galácticos tarafındayım ben. Gerçi benim sevdiğim takımdan Casillas ve Raul dışında kimsecikler kalmadı nerdeyse ancak sırf Raul için dahi takibe devam. Ancak 45 dk boyunca Messi'ye atılan sistemli tekmeleri gördükten sonra,2. yarıyı izlemek istemedim.

12 Aralık 2008 Cuma

Edu Dracena

Savunma oyuncusunun kayarak rakibinden top çalmasının miladı yaşım itibarıyla benim için Semih Yuvakuran ile başlar. Bacakları mı uzundu,yoksa zamanın şortlarının el kadar olmasından ötürü müdür bilmiyorum ancak cımbız misali çekerdi yattı mı kanat oyuncusunun ayağına.Semih'i ecnebilerin "sliding tackle" dediği kavramı bana öğrettiği için sevmiştim, Uche'yi ise savunmanın ayakta durularak yapılabileceğini hepimize gösterdiği için.

Edu Dracena ise geçtiğimiz sezon kendi kalesine attığı talihsiz goller sebebiyle onca eleştirilmesine karşın futbolun total oynandığı günümüzde takım arkadaşlarından yeterli desteği aldığı takdirde bir savunma oyuncusunda olması gereken her meziyete sahip üst düzey bir futbolcu.

Ülkemde adettendir.İşler kötü gittiği vakit taraftarında gazıyla takım dağıtılır yenisi yapılır. Fenerbahçe'nin şu anda sahip olduğu en önemli iki değer-Alex'ten sonra- Edu ve Lugano'dur. Birbirini tamamlayan ve beraber oynama alışkanlığını kazanmış bu iki oyuncu her şartta takımda tutulmalıdır.

11 Aralık 2008 Perşembe

Mesaj Kaygısı Maçın Önüne Geçerse

Fenerbahçe 2005-06 sezonunda Az Alkmaar karşısında Uefa kupası rövanş maçına çıkarken takvimler 22 Şubat'ı gösteriyordu. 2-0 öne geçtiği maçta 87'de yediği gol bir üst tura çıkmasını engellemişti. Bir önceki sezon tecrübe kazanan takım 2007-08 Avrupa sezonunu 8 Nisan tarihine kadar taşımış çeyrek final rövanş maçında Stamford Bridge'de Chelsea'ye kaybederek Avrupa arenasını saygı değer bir takım olarak terketmişti. Beklentiler haklı olarak artmışken, yürüyen sistem türlü sebeplerle bozulmuş ve bu sezon Aralık ayının ortasında sessiz sedasız toplanan 2 puanla sahne terk edilmiştir.
Kazanmaktan başka çarenin olmadığı maçta; başkanına,taraftarına,ülke basınına,espanyasına sözün özü cemi cümleye elimdeki malzeme budur kardeşim mesajını veresi gelen yaşlı kurt, Alex'i çıkarıp Ali Bilgin'i alarak cümlemizin hatrını sordu. Sizi bilmem ama bende onun hatrını sormaktan hiç imtina etmedim...

10 Aralık 2008 Çarşamba

Kaptan Kiev'de Emre Evde

Fenerbahçe Kiev deplasmanına Avrupa serüvenini bir sonraki seneye taşımak amacıyla çıkacak bu akşam. Kaptan Alex de Souza'nın maçı olacak benim kanımca. Galibiyetten başka sonucun işe yaramayacağı maç için açtığımız anketin kapanmasına saatler kala bende maçı kazanacağımıza dair his gittikçe kuvvetleniyor.

8 Aralık 2008 Pazartesi

Bayram, bayram olsun...

Kaptan Alex ve Roberto Carlos'un ellerinden, diğer kardeşlerimin yanaklarından öpüyorum. Bayramınız kutlu olsun, bayramın 3. gecesi ise bayramın en güzel gecesi olsun.

Gün Ola Devran Döne


MHK'nin büyük yanlışı

BAZI hakemlerin büyük takımları kollayan yönetimlerinin ligde adaleti sarstığını, yöneticiler arasında söz düellosunu tırmandırdığını, tribün anarşisini körüklediğini ve de en önemlisi futbolumuza uluslararası temaslarda zarar verdiğini yeri geldikçe vurguluyoruz.Bilhassa birkaç üst düzey hakemin eyyamcılıkta başı çektiğini, diğer arkadaşlarına kötü örnek olduklarını, buna rağmen sürekli görev aldıklarını eleştirip, ivedilikle tedbir düşünmeleri için MHK'yi uyarmıştık. İşte bu isimlerden bir tanesi olan Metin Tokat, Galatasaray - Samsunspor maçında alışılmış eyyamcılığını yeniden sahneye koymakta hiç sakınca görmedi. Ama, Tokat dinlendirilmek yerine daha ilk takip eden hafta Şekerspor - Ankaragücü maçında görevlendirilerek adeta ödüllendirildi. Bu uygulama MHK'nin otoritesini sarsan, hakemlerin zihinlerini olumsuz yönde etkileyecek büyük bir yanlıştır. Böyle bir tablonun hakemlere algılattığı mesaj şudur: "Eğer büyük takımları koruma altına alırsanız, medyadan fazla ses çıkmaz, kimsenin başı ağrımaz, siz de sürekli görev alırsınız."Futbolumuzun şu anda en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden bir tanesi, hakem yönetimlerinde büyük takım - küçük takım ayırımı yapmadan standardı tutturmaktır.

Eyyamcıların ismine, cismine bakmadan kızağa çekmek, cesurlara hata da yapsalar görev vermek tek çıkar yoldur. MHK'nin bu reformu yapabilmesi için şartlar müsaittir. Çünkü ellerinde istikrarlı tecrübeliler, yıpranmamış isimler ve de çok sayıda genç yetenekler var. Yeter ki kronikleşmiş hastalık iyi teşhis edilsin ve tedavi etmek için cesaretle üstüne gidilsin.Bir dip notumuz da Hakan Şükür için. Başarılı ve istikrarlı futbolunun yanında, saha içi ve saha dışı efendiliğiyle Hakan Şükür'ün bizde ayrıcalıklı bir yeri var. Ama Trabzon maçından sonra Oğuz Sarvan hakkında verdiği talihsiz beyanata hem şaşırdık, hem de çok üzüldük. Bütün temennimiz, bu yanlışın ilk ve son olmasıdır.


Ömer ÜRÜNDÜL


Arşive bakınırken rastladım yukardaki yazıya. 7 Nisan 1998 tarihinde Milliyet'te yayınlanmış yazının sahibi şu sıralar Tff Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu başkanı. 10 sene uzun zaman. Fikirler elbet değişebilir ancak sözde idealist insanların daha tuturlu olması gerekmez mi?

7 Aralık 2008 Pazar

İstikrardan Yanayız

Yıldırım Demirören 2004 yılından bu yana Bjk'nın kulüp başkanı. Geldiği ilk sezonu tecrübe eksikliği ve kendi sistemini yerleştirmeye çalıştığını varsayarak ihmal ettikten sonra ortaya çıkan rakamlar şu şekilde. 2005-06 sezonuna Çalımbay ile başlayıp Tigana ile devam eden siyah-beyazlılar ligin 14. haftasını 7 galibiyet 4 beraberlik ve 3 mağlubiyetle 25 puanla kapattı. Takip eden sezonu Jean Tigana ile tamamlayan Beşiktaş 14. haftayı 7 galibiyet 4 beraberlik ve 3 mağlubiyetle 25 puanla kapattı.2007-08 sezonuna Ertuğrul Sağlamla başlayan ekip istikrarını muhafaza ederek 14. hafta sonunda aynı puanı aynı galibiyet ve beraberlik sayılarına ulaşarak korudu. Bu sezon ise Erturul'un yerine Mustafa Denizli'yi getirerek kan değişimini sağlayan Demirören'in takımı 14. hafta sonunda ulaşması gereken 25 puana 12. haftada ulaştığı için son iki hafta frene basarak 7 galibiyet 4 beraberlik 3 mağlubiyet rakamlarına sadık kaldı.
Demirören başkanın ellerine sağlık.İniş ve çıkışlara alışık ülke insanına garipte gelse bu tablo, biz istikrardan yanayız.


O G B M A Y AV P
1.TRABZONSPOR A.Ş. 14 9 4 1 21 11 10 31
2.SİVASSPOR 14 8 4 2 24 10 14 28
3.FENERBAHÇE 14 8 2 4 27 17 10 26
4.ANKARASPOR A.Ş. 14 8 2 4 21 11 10 26
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 14 7 4 3 24 14 10 25

6 Aralık 2008 Cumartesi

Yardımsever Yardımcı

Bana kimse hakem çizgide değildi, o sebepten kaçırmış olabilir demesin. Ofsayt gerekçesiyle ilk iptal ettiği golden sonra topun dibine giren Guiza'nın sarı kart görmesi için James Bond misali kafasına geçirdiği kulaklık vasıtasıyla orta hakeme tam 3 kere sarı kart-sarı kart-sarı kart diye yakaran adamın iyi niyetinden o dakika itibarıyla şüphe etmiştim. İkinci iptal ettiği gol ise evlere şenlik. O golü görmek için hatta olmaya falan gerek yok, göz kusuru olmayan her insan evladı onun içerde olduğunu uzaydan bile farkeder.
Bir kaç senedir bunları siyah gömleğin verdiği kötü imajı silmek amacıyla farklı renklerle donatmaya başladılar. Turkuaz,sarı,kırmızı farketmez ; kalbi kara olanlar hangi renk giyerse giyin futbol sever için kara gömlekli adam sıfatından kurtulamıyor.
***
Maçla ilgili yazıda Selçuk'u ön plana çıkarmayı düşünüyordum maçı izlerken ancak yardımcı hakem bana hedef saptırdı. Son cümleyi Selçuk' a ayırıp hakkını teslim edelim. Tek kelimele muhteşemdi.

Denizlispor 0-1 Fenerbahçe

1899 % Hoffenheim

Bütüm köy geldi gelmesine ama Luca Toni'yi durdurmaya yetmedi...


5 Aralık 2008 Cuma

Tony Adams&Sol Campbell

2001-02 sezonunda Arsenal İngiltere'de duble yaparken savunmadaki ikili yeni transfer Sol Campbell ve Arsenal'ın bayrak adamlarından Tony Adams'tı. Muhteşem ikiliyi yakaladıkları sezonun ardından, Tony Adams'ın futbolu bırakması işi yarım bırakmıştı.
2006 senesinde yolları bu sefer Portsmoth'da kesişti. Sol Campbell'in oyuncu olarak bulunduğu kadroda Tony Adam ise Harry Redknapp'ın yardımcısı idi. Bu sezon ise teknik direktör Adams ve stoper Campbell aynı sahaya çıkıyor.

Haydi Hoffenheim

21:30 - Kanal 24

Denizli'de Fener maçı biter , Allianz-Arena'da Almanya'nın beklediği maç başlar. Evli olanlar ne yapar bilmiyorum ama sevgilisiyle aynı evi paylaşmayanlar için bahaneler elzem olabilir bu Cuma akşamı.
Not: Hoffenheim ilk yarının son 2 haftasına girilen Bundesliga'nın lideri. İkinci Bayern Münih karşısına 3 puan avantajla çıkan sürpriz ekip berabere dahi kalsa ilk yarıyı büyük ihtimalle lider bitirecek.
Hoffenheim'la ilgili postlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz;

Kutlu Olsun

5 Aralık 1934 yılında Türk kadını seçme ve seçilme hakkını kazanan dünya üzerindeki 2. ulusa mensupken,74 sene sonra gelinen tabloyu Ercan Akyol aşağıdaki çarpıcı karikatürle resmetmiş.

2 Aralık 2008 Salı

Zafer Vuruşu

Robert Duvall'ın İskoç 2. lig takımı Kilnockie'nin idealist teknik direktörünü, Micheal Keaton'ın ise takımın Amerikalı hırslı sahibini oynadığını futbol dolu film saha içi görüntüleri ve Glasgow şehrinin 2 takımının rekabetine yer verdiği için dahi izlenmeye değer.
Filmdeki sorunlu ancak özünde iyi insan olan forveti ise filmin çekildiği dönemde Kilmarnock formasıyla profesyonel futbolculuk kariyerine devam eden , futbol kariyerinin büyük bir bölümünü ise Rangers'da (418 maç-251 gol) geçirmiş olan eski bir İskoç milli futbolcu Ally McCoist oynuyor.
15 senelik muhteşem Rangers kariyerinin ardından 2007 Ocak'tan bu yana Ali Rangers'ın teknik kadrosunda antrenör olarak görev alıyor.

Ne Hınçmış Be...


Fenerbahçe 4 - 1 Galatasaray
"Galatasaray’ın Turkcell Süper Lig’in 10. haftasında Fenerbahçe’ye Kadıköy’de 4-1 mağlup olduğu maçta teknik direktör Skibbe’nin hatalı kararlar verdiğini belirten Uluç, Arsenal maçında çok kötü bir performans sergileyen Roberto Carlos’un savunduğu bölgenin adeta “maden” olduğunu, ancak Alman çalıştırıcının bunu değerlendiremeyerek yetersizliğini ortaya koyduğunu söyledi. "

Fenerbahçe 2 - 0 Ankaraspor
"Usta kalem Hıncal Uluç hafta sonu oynanan Fenerbahçe - Ankaraspor karşılaşmasını değerlendirdi. Uluç "Aykut hoca, 'Fenerbahçe kazansın' diye elinden geleni yaptı. Niyeti kötü olmayabilir ama bilinç altında ne var bilemem" dedi. "

Fenerbahçe 2 - 1 Beşiktaş
"Geçen hafta Fenerbahçe ve Aragones'in maçın genel görünümüne bir katkı yapacak halinin olmadığını söyledim. Bunu söylerken de Galatasaray derbisi dahil Fenerbahçe'nin kazandığı maçların rakipleri tarafından ikram edildiğini ifade etmiştim. Fenerbahçe maçı kazanmak için hiçbir şey yapmıyor. Yapacak gücü de yok zaten. Ama Fener'in adından korkanlar maçı ikram ediyorlar. Bunu açık açık söyledim. Bu yüzden de dedim ki "Fenerbahçe'nin ne olduğu belli. Mustafa Denizli bunun üstüne çıkarsa kazanır, altına inerse kaybeder ama Mustafa Denizli artık benim bildiğim Mustafa Denizli değil, muhtemelen o da korkacak ve maçı Fenerbahçe'ye verecek." Aynen de öyle oldu."

Yukardaki haber metinleri son 1 aydan derlenmiş Hıncal Uluç yorumları. Fenerbahçe galibiyetlerini her daim rakip antrenörün yetersizliğine bağlayan usta kalem! , 40 yılın başı Avrupa'da kazandığımız maçlarda ise rakibin en kötü döneminde olmasını gerekçe göstermiştir. Son 10 yılda Hıncal Uluç'a göre Fenerbahçe'nin bileğinin hakkıyla kazandığı bir maç varsa söyleyinde bizde öğrenelim...

30 Kasım 2008 Pazar

Yetiş Abay Maç Gidiyor

Hacettepe'nin üzerindeki garip forma olmasa; iki takımdan hangisin Türk futbol tarihine altın harflerle adını yazdırdığını sorsalar bilmeyen birine, olsa olsa forma rengi eflatun olan bir takımın bugün tesadüfen iyi göründüğünü düşüneceğinden kırmızılar derdi. Hacettepe 9 kişi kalana dek (10 kişiyken değişen birşey yoktu) maçın tek hakimiydi , rakibin en iyi oyuncularından biri olan Zoko 16' da faul olmayan pozisyonda sarı kart gördü, 36' da ise yerde otururken sarı kart istedi diye atıldı. Kimsenin görmediği pozisyonda penaltıyı muhteşem gören Süleyman Abay , siyahla beyazı karıştırıp sarı kartı yanlış oyuncuya gösterip 15 dk sonra onuda ikinci sarı kartla atınca maç bitti.
***
Lincol'ün maçın sonunda 9 kişi kalan rakiple alay etmek amacıyla top sektirmesi ise karakter zaafının basit bir göstergesi. Ben onun sporcu olmadığını biliyorum zaten, o sebepten şaşırmadım.

Galatasaray 3 - 1 Hacettepe

Derbicik


Kim ne derse desin ben Mustafa hocayı severim ve yaptığı işe saygı duyarım. Fenerbahçe'yi çalıştırdığı dönemde kanatlarda ters ayaklı oyuncular kullanmasına, 4-3 'lük Antep maçının ikinci yarısı başlarken sahanın ortasında 3-0 geride olan oyuncularıyla konuşmasına ve geriden gelen Fenerbahçe'nin Kadıköy'de Galatasaray'ı yenmek zorunda olduğu maçta Ali Güneş'i forvet gibi oynatmasına (Ali Güneş ve Yusuf Şimşek'in golleriyle 2-1 sonuçlandı maç) şahit olduğumdan ötürü çıkardığı kadrolar beni şaşırtmıyor. Bobo ve Holosko'nun maça başlarken Bjk kadrosunda bulunmaması hocayı eleştirenlerin en büyük dayanağı. Ancak beğenilmeyen kadro Volkan'ın sürpriz pası ve Guiza'nın 1. sınıf vuruşu maçı 2-1' e çevirmese oyun kontrolünü eline almıştı. Bir anlık yerleşim hatası sonucu yenilen gol ve Cisse'nin atılışının ardından maçın seyri değişti. Benim Bjk kadrosuna ilişkin tek muhalefetim Toraman'a olabilir. Kapıdan bacadan dahi olsa oynatacağım hiç bir takıma sokmayağımı peşinen söyleyeceğim İbrahim Toraman'ın illa oynaması gerekiyorsa da ancak ve ancak stoper olarak görev yapabileceğini düşünüyorum. Bek olarak oynaması Fenerbahçe'nin sol taraftan Uğur ve Carlos'la gelecek akınlarını kesmek adına Mustafa Hoca tarafından düşünülmüş olmalı ancak , Fenerbahçe'nin sol taraftaki savunma zaaflarının ortaya çıkmasınada engel olmuştur bu hamle.
***
Fenerbahçe'ye gelecek olursak, kadrolar açıklandığı vakit Selçuk'un orta sahadaki tek defansif adam olduğunu gördüğüm vakit eyvah dedim. Alex ve Devid'in fiziksel yetersizlikleride eklenince bu tabloya kadro seçimi konusunda endişelerim oldu. Selçuk'un ön direkte attığı golle morallenerek orta sahayı iyi kontrol etmesi ve ilk yarı bitmeden Bjk'nin ön liberosunun atılması Fenerbahçe'nin orta saha zaafını ortadan kaldırdı. Son haftalarda güçlenen Gökhan Gönül'ü izlerken keyiflenirken, onun hakemle oynamasına üzülüyorum. Yenel ilk golden önce İbrahim Üzülmez'in eliyle koluyla ona faul yapmasına karşın aleyhine çalınan düdüğe itiraz amacıyla "Kur'an çarpsın dokunmadım hocam!" derken yan hakeme yerine dönmeyi unuttu. Guiza'nın attığı gol ve sonrasında Aragones'in Alex'i çıkarıp Josico'yu orta sahaya almasıyla maçın skoru tescil edildi. Oyundan düşen Bjk karşısında bulunan pozisyonlar rakip sarı-kırmızılı olmadığından değerlendirilemedi ve skor ilk yarı atılan gollerle belirlenmiş oldu.

Fenerbahçe 2- 1 Bjk

Seviyorum Ulan

Seni tekmeye kafa soktuğun için ,
senide topa inanılmaz vurduğun için seviyorum.

29 Kasım 2008 Cumartesi

Bandiera

Kulübüyle özdeşleşen, Türkçe karşılığıyla kulübün bayrak adamı olan oyunculara İtalyanlar "bandiera" terimini uygun görmüşler. 4-5 senede bayrak adam olmak o kadar kolay değil diyenler olacaktır ama kaptanın Fenerbahçe'ye kattıklarını düşünüp kendi tribününü yarattığını görünce, sonuna kadar hak ettiğini söylemek zor değil.

Not: Yazı Beşiktaş maçından önce yazılmış ancak, maçın ardından yayınlanmıştır.

28 Kasım 2008 Cuma

Vişnevski


Gol Sevinci - Marcelo Salas

1997 Güney Amerika Yılın Futbolcusu
(Futbolu bırakma kararı almış)

1971 senesinden beri Güney Amerika Yılın Futbolcusu ödülü Güney Amerika ve Meksika takımlarında oynayan oyuncular arasından seçiliyor.Bu ödülü en çok kazanan oyuncular aşağıda. En çok oyuncusu seçilen ekipler ise River Plate(5) ve Boca Juniors(4).
Oyuncu Ödül Sayısı
Elías Figueroa
3
Carlos Tévez
3
Zico
3
Enzo Francescoli
2
Diego Maradona
2
Carlos Valderrama
2